Dolar : Alış : 34.5794 / Satış : 34.6417
Euro : Alış : 36.5473 / Satış : 36.6131
HAVA DURUMU
hava durumu

Adana

- Hoşgeldiniz - Sitemizde 14 Kategoride 1616 İçerik Bulunuyor.

Röportajlar

Kriz, bitiş değil başlangıçtır

14 Ağustos 2020 - 825 kez okunmuş
Ana Sayfa » Yazarlar»Kriz, bitiş değil başlangıçtır
Kriz, bitiş değil başlangıçtır

Kriz, bitiş değil başlangıçtır

“Kriz, bir örgütün üst düzey hedeflerini ve işleyiş biçimini tehdit eden veya hayatını tehlikeye sokan, acil karar verilmesi gereken, uyum ve önleme sistemlerini yetersiz hale getiren gerilim durumudur.” olarak tanımlanır.

2020 yılı başında tanıştığımız COVID-19 salgınıbir sağlık krizinden çok daha fazlasıydı. Ulaştığı her ülkeyi sarsan bu küresel salgının, sosyal, ekonomik ve siyasi krizlere yol açan bir kriz olduğunu gördük.

Henüz tam olarak kontrol altına alındığı bile söylenemeyen pandemiyle artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını, ekonomik ve siyasi ilişkilerin yeniden tesis edileceğini, kısacası yeni bir dünya düzenine geçişin eşiğinde olduğumuzu biliyoruz.

Bir gerçek var ki, şimdiye kadar yaşanılan tüm krizler bazı ülkeler, sektörler, şirketler ve hatta bireyler için aynı zamanda fırsata dönüşmüştür. Bu çerçevede krizi fırsata çeviren yerli ve yabancı 5 şirketin davranışlarını incelemekte fayda var.

Hewlett-Packard: 1939 yılında Bill Hewlett ve Dave Packard tarafından kurulan şirket küçük elektronik cihazların üretimini yapmaya başlıyor. Şirketin kuruluşundan birkaç yıl sonrası 40’lı yıllar savaş dönemine denk geliyor. II. Dünya Savaşı’nda Almanya zarar gören denizaltı filoları için askeri alanda radarlarla ilgili özel cihazlara ihtiyaç duyuyor. Bu anlamda kendini kısa sürede kanıtlayan Hewlett-Packard, savaşı ve savaşın olduğu kriz dönemini fırsata çeviriyor. Almanya’nın istediği cihazları başarıyla üreten HP, o yıllarda yaklaşık 45 kişilik bir kadroyla çalışmasına rağmen milyon dolarlık gelirler elde etmeyi başarıyor.I.Dünya Savaşı sonrasında ABD’de yaşanan 1939 Büyük Buhran’ı Amerika’daki birçok şirketi zor bir dönem geçirse de HP, ayakta kalmayı başarıyor. II. Dünya Savaşı’nı da fırsata çeviren şirket tank üretimleriyle savaşlar öncesi dönemdeki popülerliğini geri kazanmayı başarıyor.

Adidas:1.Dünya Savaşı’nın ardından Almanya’da durumlar oldukça kötüydü. Alman ekonomisi, sefalet, işsizlik ve krizlerle boğuşur durumdaydı. 1920 yılında kriz ortamında Dassler kardeşler geçimlerini sağlayabilmek için ayakkabı atölyesi kurdular.Kardeşler, 1924 yılında 12 işçiye sahip “Dassler kardeşlerin ayakkabı fabrikası” adlı şirketi faaliyete geçirdiler. Bu dönemde 200 bin çift ayakkabı satmayı başaran DasslerKardeşler, II. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla cepheye yollandı.Savaşın ardından her şeye sıfırdan başlayan kardeşler yeniden işe koyuldu. 1948 yılında iki kardeş arasında çıkan fikir ayrılığı bugün dünyanın en büyük iki spor markası Adidas ve Puma’nın ortaya çıkmasını sağladı. Kardeşlerden Adolf Dassler Adidas’la, RudiDassler ise Puma ile yollarına devam etme kararı aldılar. Bazı kaynaklara göre iki kardeş bu ayrılıktan sonra bir daha hiç konuşmamış.

Ford:İrlandalı bir mültecinin oğlu olarak ABD’de dünya gelen günümüzün büyük otomobil üreticileri konumunda bulunan Ford Motor Company’nin kurucusu Henry Ford, ABD’nin Büyük Buhran dönemi ve yeni biten İç Savaşı’nın hemen ardından otomobil üretebilmek için yatırımcı arayışına giriyor. Kriz dönemlerinde yatırımcı bulmak zorken; Henry Ford, 12 yatırımcıyı birden ikna ediyor. 1903 yılında 28 bin dolar başlangıç sermayesi ile şirketi Ford Motor Company’i kuruyor ve şirket aynı yıl ilk otomobilini üretiyor.

Pepsi:Pepsi, Eczacı CalebBradham tarafından ABD’de kuruluyor ve ilk içeceğini 1898’de piyasaya sürüyor. Pazardaki en büyük rakibi Coca-Cola’nın karşısında ilk etapta başarılı işler yapan kurucu Bradham, 1923 yılında yüksek şeker fiyatları ve I. Dünya Savaşı sonrasındaki olumsuzluklarla mücadele edemiyor ve şirket iflas ediyor.Pepsi’nin iflası sonrası şirketin ticari unvanını satın alan RoyMegargel, o dönem yaşadığı olumsuzluklardan yüzünden şirket, 8 yıllık bir dönemden sonra tekrar iflas etmesine engel olamıyor. Son iflasın ardından tekrar kurulan Pepsi, sil baştan içeceği tekrar formüle ediyor. Rakibi Coca-Cola’nın 6 onzluk şişelerde 5 cente sattığı içeceklerinin karşısına aynı fiyata 12 onzluk şişeleri çıkarıyor. Pepsi, ekonomik kriz döneminde yaptığı kampanyalarla aradaki fiyat farkına sürekli göndermeler yapıyor. Bu dönemde popülerliğini artıran şirket 36-38 yılları arasında büyük bir gelir elde ederek dünya çapında bir marka haline geliyor.

McDonald’s:McDonald’s, II. Dünya Savaşı’nın başladığı yılın hemen ertesinde 1940 yılında ABD’de Richard ve Maurice McDonald tarafından küçük bir kafe olarak kuruluyor.Otomobile servis yapmak işi o dönemlerde çok parlak iş fikirleri arasında yer alıyor. Richard ve Maurice McDonald kardeşler de otomobil servisinin yanı sıra kafelerine yerleştirdikleri küçük masalara servis yapmaya başlıyor. Kısa sürede popüler olan işletmeleri yıllık 200 bin dolara yakın satış yapıyordu. Fakat bir terslik vardı ve maliyetler çok fazlaydı. Müşteriler artıkça çalıştırılan garson sayısı da artıyordu. Aynı şekilde servis yavaşlıyor ve otomobil servisinde bekleyen araçlar yolu kilitliyordu.McDonald’s restoranında “speedy service system” denilen hızlı bir hizmet sistemi kurmuşlardı. Bu sistemle hizmet maliyeti çok düşük tutulmaktaydı. Girişimci RoyKroc, McDonald kardeşleri bayilik vermeye ikna ederek, 1955’te Chicago yakınlarında kendine ait ilk McDonald’s restoranını açtı.1961’de, uzun süren görüşmelerin ardından iki kardeşin haklarını ve şirketin tamamını 2.7 Milyon Dolar karşılığında satın aldı.Sonuç olarak, McDonald’s bugün dünyanın en büyük restoran zincirlerinden biri konumunda. İstatistiklere göre Amerikalıların yüzde 98’i her yıl en az bir kere bu restorana gidiyor. Dünyayı etkileyen şirketin Big Mac Endeksi de burada not olarak kalsın.

Türkiye de krizi fırsata çevirenler şirketler var.

Simit Sarayı: 2001 krizinin en yaratıcı fikirlerinden biridir. Kuruluş amacı sokakta satılan simidin aynısının insanlara daha rahat bir ortamda sunmaktı. Daha sonra her yıl binlerce şube açarak Dünya’ya kendini kanıtlamıştır.

Semt Tekstil Marketleri: 2007 yılında iyi giyin az öde sloganıyla kurularak 2008 krizini tüketicilerin gelirlerini hesaplayarak fiyatları belirlemesi ve tüketicinin ihtiyacına göre ürünler üretmesi sayesinde ayakta kalmıştır

LcWaikiki: 2001 yılındaki krizde toptan perakende satış sloganıyla hiç beklemediği kadar gelişmiş ve insanların ihtiyaçlarına yönelik uygun fiyat tarifesiyle ayakta kalmayı başarmıştır. 2001 yılındaki aldıkları radikal kararlar ile günümüzde bile meyvelerini toplamaktadırlar.

Koton: Krizin diğer fırsatlarından biride pek fazla duyulmayan ve fiyatı diğerlerine göre daha uygun olan markaların ön plana çıkmasını sağlamaktır.

Winmax: 2000 yılından sonra insanların daha çok güven duyduğu marka haline geliştir. Özellikle kriz dönemlerinde azalan kira bedellerini en büyük fırsat bilerek sayısız mağaza açmışlardır. Kriz zamanlarında yeni markalar duyurmanın önemini belirtmiştir.

Kriz anlarında hemen pes etmek yapacağımız en kötü hareket olur. Yaşadığımız bu küresel krizin yaratmış olduğu sarsıcı değişim sürecitedarikçiye, çalışana, müşteriye özel çözümler içeren, yenilikçi yaklaşımlarla hayatı kolaylaştıran birçok ürün ve hizmete talep olacaktır.

Krizi fırsata çevirmek için ihtiyaç duyulacak temel stratejik adımlar ve davranış şekli aşağıdaki gibi toparlanıştır.

Kriz zamanlarında;

“Şimdi, özverili davranışlarda bulun.Senin dışında gelişen tüm olayları şu anda kabullen.Tek ihtiyacın olan bu ”

Serinkanlılığı koruyun. Bakış açınızı değiştirin.Kurallara fazla aldırış etmeyin. Öngörülü davranın. Üretmek yetmez, patent satın alın. İnsana yatırım yapın, teşvik kullanın, reklam verin. Denetime izin verin, yabancı ortaklıklara proje partnerliğine sıcak bakın. Yurtdışına açılın.

YORUMLAR

İsminiz

 

E-Posta Adresiniz

Yorumunuz

İlgili Terimler :
FY Ajans